news-details

Kırık kalp sendromu kalbinizi üzmesin

Sevgi, içimizi ısıtıp kalplerimizi iyileştirirken, husumet, kıskançlık ve kötü duygular ise ömrümüzü kısaltıyor. Bu tür duygular hormonal sistemimiz üzerindeki değişiklikler nedeni ile kalbimizi yoruyor. Sevgi dolu, hoşgörülü ve affedici olmak huzuru getirdiğinden, sağlığımız için vazgeçilmez bir unsur haline geliyor.

 

Huzurlu bir insanda kalbi yoran adrenalin ve kortizol gibi stres hormonları salınmadığından daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmenin mümkün olduğunu belirten Türkiye İş Bankası İştiraki Bayındır İçerenköy Hastanesi ve Bayındır Levent Tıp Merkezi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Timur Timurkaynak,  “Stres ve kötü duygular kalbimiz üzerinde sanki bir damarımız tıkanmış ve kalp krizi geçirmişiz gibi ciddi yan etkilere yol açıyor. Ani üzüntü ve stres sonrası “kırık kalp sendromu” gelişiyor ve hasta ağır bir kalp yetmezliğine giriyor” dedi.

 

Dünyada ve ülkemizde insan ömrünü kısaltan en önemli hastalıklar arasında kalp ve damar hastalıkları göze çarpıyor. Kalplerimiz tıpkı cam bardaklar gibi kolaylıkla kırılabiliyor. Hastalıklar sonucu yaşanan kalp krizi nedeniyle kalbimizin zayıflaması ve görevini yerine getirememesi kalbin kırılmasına neden olurken, aniden kaybedilen bir sevdiğimizin, kalp kaslarını aynı enfarktüs geçirmiş gibi bozması da kalp kırıklığına sebebiyet verebiliyor. Tıp literatüründe “kırık kalp sendromu” olarak adlandırılan bu hastalık, yoğun strese karşı vücudumuzun verdiği reaksiyon sonucunda ortaya çıkıyor.

 

KIRIK KALP SENDROMUNU TETİKLEYEN DURUMLAR

 

Duygusal stres yaratıp kırık kalp sendromunu tetikleyen durumlar:

·         Çok sevilen bir yakının ölümü,

·         Aniden kanser olunduğunun öğrenilmesi,

·         Kariyer ile ilgili sorunlar,

·         İşten atılmak,

·         İflas etmek,

·         Boşanmak

·         Büyük bir kaza geçirmek olarak sayılabilir.

 

KIRIK KALP SENDROMU TANISI NASIL KONULUR?

 

Göğüs ve sol kol ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, terleme, bayılma hissi gibi belirtilerle hastaneye gelen hastalara kalp krizi tetkikleri yapılırken hayatlarında yeni gelişen stresli bir olayın varlığının mutlaka sorgulanması gerektiğini dile getiren Bayındır İçerenköy Hastanesi ve Bayındır Levent Tıp Merkezi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Timur Timurkaynak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapılan tetkikler içinde EKG, kan testleri ve kesin tanıyı koydurtan ekokardiyografi çok önemlidir. Hastalığı damarlardaki tıkanmaya bağlı olarak gelişen kalp krizinden ayırmak için koroner anjiografi yapılarak kalp damarlarının normal olduğunun gösterilmesi gerekir. Sonrasında verilen etkin ilaç tedavileri ile hastalık bir süre sonra tamamen iyileşir ve kalıcı bir hasar bırakmaz. Ancak başlangıç döneminde mutlaka etkin tedavi edilmelidir aksi halde sendrom kalp durmasına yol açarak ölüme neden olabilir. Hastalık tedavi edildikten ve kalp tamamen normale döndükten sonra yine kırık kalp sendromunun yoğun stres nedeni ile tekrarlama olasılığı vardır. Bu nedenle adrenalin seviyesini baskılayan ve stresten koruyan bir yaşam biçimi ve tedavi ile uzun yıllar sendromun seyrini takip etmek uygun olur.”

 

Akıllı, bilinçli ve hayatı seven, yaşama sevinci ile dolu olan kişinin kalp kırıklığı yaşamasının çok düşük bir ihtimal olduğunu paylaşan Prof. Dr. Timur Timurkaynak sözlerine şunları ekledi: Mevlana’nın çok sevdiğim ve çalışma odamın duvarında asılı olan şu sözü bence uzun yaşamın sırrını açıklıyor: Aşksız kalma ki ölmeyesin, Aşk ile öl ki diri kalasın. Buradaki aşk bana göre tutku. İşimize, ailemize, sevdiğimize, hobimize, hayata karşı olan tutku. Tutku bizi diri tutup uzun yaşatıyor. Hayat sadece anlardan oluşuyor ve yaşadığımız anın farkında olmak, o anın değerini bilmek, sağlıklı olduğumuz ve sahip olduklarımız için şükretmek kalbimizi besliyor.”

 

 


Hibya Haber Ajansı